Prostat kanseri tedavisi nasıldır? Prostat kanseri hakkında neler biliyoruz? Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerindendir. Hastalık daha genç yaşlarda görülmekle birlikte, daha çok 55 yaş üzerindeki erkeklerde görülür.
Prostat Nedir?
Prostat bezi, ejakulatın yani meninin önemli bir bölümünü oluşturur. Prostat bezinin büyüklüğü yaklaşık olarak bir ceviz kadardır. Prostat mesanenin (idrar torbası) hemen alt bölümünde, kalın bağırsağın son bölümü olan rektumun önünde bulunur. Prostat bezi, idrar kanalını (üretra) çepeçevre sarmaktadır. Prostat bezi çalışabilmesi için erkeklik hormonlarına ihtiyaç duyar. Erkeklik hormonlarının ana kaynağı testislerdir. Testisler testesteron isimli hormonu salgılarlar. Erkeklik hormonlarının az bir kısmı da böbreküstü bezlerinde üretilir. Prostatta üretilen sıvılar meninin yaklaşık %30 kadarını oluşturur. Yine prostat tarafından üretilen PAP (prostatik asit fosfataz) ve PSA (prostatik spesifik antijen) ve çinko gibi maddeler, meninin akışkanlığını ve meni içinde bulunan sperm hücrelerin canlılığını sağlar.
Prostat Kanseri Nedir? Tedavisi Nasıldır?
İnsan vücudunda bulunan hücreler, vücudun gereksinimine göre bölünerek çoğalır. Görevlerini tamamlayan hücreler daha sonra parçalanarak yok olurlar. Eğer hücreler vücudun ihtiyacı olmadığı halde bölünmeye devam ederse, sayıları giderek artar ve dokuda büyüme meydana gelir. Dokudaki aşırı büyüme sonucu, tümör adı verilen kitle oluşur. Tümör dokusu iyi huylu ya da kötü huylu özellikte olabilir.
İyi huylu tümör dokusu kanser değildir. Bu kitleleri oluşturan hücreler vücudun diğer bölgelerine yayılmazlar. Yani metastaz yapmazlar. İyi huylu prostat büyümesi (benign prostat hiperplazisi) böyle bir hastalıktır. İdrar kanalını çevreleyen prostat hücreleri çoğalarak mesane çıkımını tıkar. Bu durum idrar akımına engel olur. İyi huylu prostat büyümesi yaşlanmayla birlikte görülür. 70’li yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısında görülür. Tedavisinde ilaç ya da cerrahi yöntemler kullanılır.
Kötü huylu tümör dokusu ise kanserdir. Kanser hücrelerinin iyi huylu tümör hücrelerinden en önemli farkı, vücudun diğer bölgelerine yayılabilme özelliğidir. Bu hücreler kan ya da lenf dolaşımlarıyla vücudun değişik
kısımlarına ulaşır ve buralarda yeni kanser odakları oluşturur. Bu duruma metastaz denir.
Prostat dokusundan gelişen kansere prostat kanseri adı verilir. Prostat kanseri, prostat bezinin içerisinde sınırlı kalabileceği gibi, etraftaki lenf bezlerine de yayılabilir. Ayrıca kan yoluyla kemik ve akciğerlere de
yayılabilir. Prostat kanseri kemik ya da akciğer gibi vücudun başka bir yerine yayıldığında
hastalığa ‘Metastatik Prostat Kanseri’ adı verilir.
Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanserinin erken dönemlerinde herhangi bir yakınma görülmez. Kişi kendisinde prostat kanseri olduğunun farkında değildir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte bazı şikayetler ortaya çıkar. Büyüyen prostat dokusunun idrar kanalı üzerine bası yapması sonucu işeme ile ilgili bazı sıkıntılar ortaya çıkar. Bu dönemdeki hastalarda sıklıkla görülebilecek yakınmalar;
- Sık sık idrar yapma ihtiyacı
- İdrar yapmaya başlamada gecikme
- İdrar yapmanın bitiminde idrarın damla damla akmaya devam etmesi
- Hiç idrar yapamama
- Zayıf, ince veya kesik kesik idrar yapma
- İdrar yaparken yanma
- Cinsel ilişkide ağrılı boşalma
- İdrarda ya da menide kan görülmesi
Geç dönem prostat kanseri hastalarında ise en önemli şikayet sırt, kalça ve bacak ağrılarıdır. Ancak bu şikayetler prostat kanseri dışındaki durumlarda da görülebilir.
Prostat Kanseri Tanısı Nasıl Konur?
Prostat kanseri tanısı ve tedavisi üroloji uzmanı tarafından yapılır. Üroloji doktoru, öncelikle hastayı dinler, gerekirse ona bir takım sorular sorar. Daha sonra hastayı muayene eder ve bazı laboratuvar testleri isteyebilir. Prostat kanseri tanısında kullanılan yöntemler şunlardır;
Parmakla Rektal Muayene: Prostat büyümesi, kanseri ve iltihabı gibi prostat hastalıklarının tanısında kullanılan en önemli muayene yöntemidir. Doktor eldiven giyip işaret parmağının ucuna vazelin gibi bir kayganlaştırıcı madde sürer ve parmağını makata sokarak prostatı muayene eder. Prostat muayenesi, prostatın büyüklüğü ve kıvamı hakkında doktora bilgi verir.
PSA Testi: Prostat hastalıklarının tanısında kullanılan bir başka önemli tanı yöntemidir. Prostat Spesifik Antijen (PSA), prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen bir proteindir. Prostat kanseri, prostatın iyi huylu büyümesi ve prostatın iltihabı gibi durumlarda kandaki PSA değeri yükselebilir. Kan PSA düzeyindeki her yükselme, mutlaka o kişide kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak PSA düzeyi hastanın kanser
yönünden incelenmesinin gerekliliği konusunda doktora yol gösterir.
Prostat Biyopsisi: Eğer prostat muayenesinde şüpheli bir durum tespit edildiyse ya da kan PSA değeri normalden yüksek çıktıysa, mutlaka prostat biyopsisi yapılarak prostat dokusu incelenmelidir. Prostat kanserinin kesin tanısı ancak prostat biyopsisi ile konur. Biyopsi işlemi makat yolundan girilerek yapılır. Klasik iğne biyopsisi ve füzyon prostat biyopsisi olmak üzere iki çeşit biyopsi yöntemi bulunmaktadır.
Biyopsi sırasında prostat bezinden alınan doku parçaları, patoloji uzmanı tarafından mikroskop altında incelenerek kanser hücreleri olup olup olmadığı araştırılır. Eğer kanser dokusu tespit edilirse, kanserin derecesi belirlenir. Gleason skoru adı verilen derecelendirme sisteminde, kanser hücrelerinin normal prostat dokusuna ne kadar benzediği araştırılarak skorlama yapılır. Prostat kanseri, bu sisteme göre 2 ile 10 arasında bir skor alır. Skor ne kadar düşük olursa, kanserin büyümesi ve yayılması daha yavaş olur.
Prostat Kanserinde Evreleme Nasıl Yapılır?
Prostat kanserinde uygulanacak olan tedavi, hastalığın evresine bağlı olarak değişir. Bu yüzden öncelikle hastalığın doğru bir şekilde evrelemesinin yapılması gerekir. Evreleme kısaca hastalığın vücuttaki yaygınlığı anlamına gelir. Hastalık ne kadar çok yaygınsa, evresi o kadar yüksektir. Evreleme için her hastada gerekmemekle beraber, akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi, manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Prostat Kanseri Tedavisi Nasıldır?
Prostat kanseri tedavisi o hastaya özel bir şekilde planlanır. Hastanın genel sağlık durumu, yaşı, yaşam beklentisi, tercihi tedavi seçimini etkileyen faktörlerdir. Seçilecek olan tedavi hastalığın yaygınlığına yani evresine ve kanser hücrelerinin derecesine göre belirlenir. Ayrıca uygulanacak olan tedavinin olası yan etkileri hastaya anlatılarak onun da düşüncesi dikkate alınmalıdır.
Prostat kanserine yakalanan kişiler, herhangi bir tedavi uygulanmadan düzenli bir şekilde takip edilebilirler ya da ameliyat, radyoterapi (ışın radyasyon) ve hormon tedavileri uygulanabilir. Bazı hastalarda, bu tedavilerin bir veya birkaçı birlikte uygulanabilir. Uygulanacak olan bu tedavilerin, hastanın cinsel yaşamı, idrar yapma ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Prostat Kanseri Tedavisi Yöntemleri Nelerdir?
Aktif İzlem
Prostat kanseri çoğu zaman yavaş seyirli olan bir hastalıktır. Bu yüzden her prostat kanseri hastasının tedavi edilmesi gerekmeyebilir. Kanseri vücudun başka yerlerine yayılmamış ve ciddi başka sağlık sorunları olan, özellikle ileri yaştaki kişilerde prostat kanseri tedavi edilmeyebilir. Çünkü uygulanacak olan tedavi olası yan etkilerinden dolayı, bu hastalara yarardan çok zarar verebilir. Bu durumdaki hastalar aktif izlem adı verilen bir takip programına alınabilir. Aktif izlemde hastaya hiç bir tedavi uygulanmaz. Hastadan belirli aralıklarla bazı tetkikler istenir. Takip sırasında, tetkik sonuçlarına göre gerekirse hastaya tedavi başlanır.
Ameliyat ile Prostat Kanseri Tedavisi
Prostatın ameliyat ile çıkarılması işlemidir. Prostat kanserinin erken evresinde sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Prostat bezinin tamamının çıkarılması için uygulanan ameliyata ‘Radikal Prostatektomi’ adı verilir.
Radikal prostatektomi, prostatla sınırlı olduğu düşünülen kanserlerde, hastanın beklenen yaşam
süresi 10 yılın üzerinde ise uygulanır. Radikal prostatektomi ameliyatı açık ya da robotik yöntemler ile yapılabilir. Ameliyat sonrası geçici ya da kalıcı idrar kaçırma, cinsel ilişki için yeterli sertleşmenin olmaması (erektil disfonksiyon) ve idrar kanalında darlık olabilir.
Radyoterapi (Işın Radyasyon) İle Prostat Kanseri Tedavisi
Prostat kanserinde kullanılan bir başka tedavi yöntemidir. Radyasyon (ışın) tedavisinde amaç, kanser hücrelerinin yüksek enerjili radyasyon ışınlarıyla yok edilmesi ve büyümelerinin durdurulmasıdır. Erken evredeki prostat kanserinde ameliyat yerine kullanılabilen ışın tedavisi, bazı durumlarda ameliyat sonrası prostat yatağında kalmış olabilecek kanser hücrelerini yok etmek için de uygulanır. Yine radyasyon tedavisi, kanserin diğer organlara sıçradığı durumlarda, bu alanlara da uygulanabilir.
Radyasyon ya vücuda dışarıdan bir makine aracılığıyla (eksternal radyoterapi, dıştan radyasyon) verilir, ya da radyoaktif bir çekirdek prostat dokusu içine yerleştirilerek (içten radyasyon, brakiterapi) doğrudan kanser dokusuna verilebilir. Bazı durumlarda ise bu iki radyasyon tekniği birlikte de kullanılabilir.
Dıştan radyasyon tedavisi bir hastane ya da klinikte günü birlik yani hastanın yatması gerekmeden uygulanır. Işın tedavisi çoğu kez haftada beş gün olmak üzere toplam altı-sekiz hafta uygulanır. İçten (brikaterapi) radyasyon tedavisinde prostat dokusu içerisine ışın yayan çekirdeklerin yerleştirilmesi aşamasında hastanın bir süre hastanede yatması gerekir.
Çekirdeklerin yerleştirilmesi işlemi o bölge uyuşturularak yapılır. Bilgisayarlı tomografi ya da transrektal ultrasonografi eşliğinde çekirdekler özel iğnelerin yardımı ile prostat dokusu içine yerleştirilir. Bu çekirdekler
geçici olabileceği gibi kalıcı da olabilir. Geçici olarak yerleştirilen çekirdek daha sonra çıkarıldığında vücutta hiçbir radyasyon kalmaz. Kalıcı olarak yerleştirilen çekirdeğin içerdiği radyasyon, çevredeki insanlara herhangi bir zarar vermez.
Hormon Tedavisi
Prostat kanser hücreleri büyüyebilmek için erkeklik hormonuna ihtiyaç duyar. Bu yüzden, vücutta erkeklik hormonu üretiminin veya hormonun hücrelere girişinin engellenmesi prostat hücrelerinin gerilemesine yol açar. Hormon tedavisi ameliyat ve ilaçla olmak üzere iki farklı şekilde uygulanır. Ameliyatla hayaların (testislerin) alınmasına ‘Orşiektomi’ adı verilir. Orşiektomi ile erkeklik hormonunun ana kaynağı olan testisler ortadan kaldırılır.
Hormon tedavisinin diğer şekli ise ilaç kullanımıdır. LHRH agonisti adı verilen ilaçlar, aylık yada üç aylık olmak üzere iğne şeklinde uygulanır. Bu ilaçlar testislerin erkeklik hormonu (testosteron) üretmesini engellerler. Orşiektomi sonrasında ya da LHRH agonisti ilaçlar ile testislerden erkeklik hormonu üretimi durur. Ancak böbreküstü bezleri de az miktarda erkeklik hormonu üretimini sürdürmeye devam eder. Buradan üretilen erkeklik hormonlarının etkisini engellemek için antiandrojen adı verilen ilaçlar kullanılabilir.
Kemoterapi
Prostat kanseri hücrelerinin çoğalması hormon tedavisi ile bir süre kontrol edilebilir. Bu
dönem genellikle 2 yıl kadar sürer. Ancak zaman içinde prostat kanser hücreleri, erkeklik
hormonu olmadan da tekrar büyüyebilme özelliği kazanır. Bu duruma hormona dirençli prostat kanseri adı verilir. Bu durumda hormon tedavisi artık yetersiz kalır. Bu yüzden farklı bazı ilaçlar kullanılarak ek tedaviler uygulanmalıdır.
Sonuç
Prostat kanseri tedavi tedavisi nasıldır? Prostat kanseri tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de erkeklerde en sık görülen kanser hastalıklarındandır. Erken dönemde herhangi bir belirti vermez. ileri evrelerde ancak bel ağrısı, kemik ağrısı gibi bazı belirtilere yol açabilir. Bu yüzden belli bir yaştan sonra ve risk grubundaki erkeklerin düzenli olarak bir ürolog doktora muayene gitmesi gerekir.